6 Şubat 2023 tarihinde, Türkiye’nin Güneydoğusu Kahramanmaraş ve Elbistan merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetinde iki deprem meydana gelmişti. Yaşanan depremler 10 ilimizde büyük bir yıkıma yol açarak on binlerce vatandaşımızın can kaybına ve yaralanmalarına sebep oldu.
Deprem sabahının ilk saatleri dönemin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman SOYLU ile telefon da iletişime geçerek şirketimize ait iş makinalarımızın devletimizin emrinde olduğunu belirttim. İçişleri Bakanımız Sn Süleyman SOYLU’nun hiç vakit kaybetmeden iş makinalarınız ile birlikte acil deprem bölgesine geliniz emri ile depremin yoğun olarak yaşandığı Hatay ilimizin Defne ilçesine Arama ve Kurtarma çalışmalarında görev aldım.
O günlerde açıkçası herkesin niyeti aynı değildi.
Antakya’ya geldiğimde özellikle Musevi vatandaşlarımızın bulunduğu Sinagog çevresinde İsrail’den gelen ekiplerin etkin bir şekilde görev yaptıklarını gözlemledim.
Daha önce Antakya’da bulunan havrada, 600 yıllık ve 300 yıllık ceylan derisi el yazması Tevrat’ın olduğunu bölgeye yaptığım kültür gezilerimden bildiğim için, Sinagog çevresinde İsrail’den gelen İsrail ordusuna bağlı özel kuvvetler ekiplerin yardım amaçlı değil Antakya Sinagogunda bulunan kültür varlıklarımızı çalma ve İsrail’e kaçırma amaçlı orada bulunduklarını anlamakta gecikmedim.
Dikkat ve gözlemlerim neticesinde hepinizin bildiği İsrail Arama Kurtarma Ekibinin Antakya Sinagogluğundan çaldığı tarihi parşöment hırsızlığını ortaya çıkartarak ülke gündemine taşıdım.
İsrail arama kurtarma ekiplerinin ve onların Türkiye de bulunan Siyonist Chabat örgütü mensuplarının depremin yarattığı kaos ortamından faydalanarak gerçekleştirdikleri hırsızlık Türk ve İsrail basınında geniş yankı uyandırdı.
Başta İsrail Özel Kuvvetler Ekibi olmak üzere, parşöment hırsızlığını gerçekleştiren SİYONİST CHABAT ÖRGÜTÜNÜN, Türkiye sorumlusu Mendy Chitrik ve 7 CHABAT üyesi hakkında Depremin yarattığı kaos ortamından yararlanmak suretiyle, Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Kültür Bakanlığı envanterine kayıtlı kültür varlıklarımızı yağmalamak ve Kültür Varlıklarımızı yurtdışına kaçırma suçundan haklarında suç duyurusunda bulundum.
Böylelikle Türkiye de ilk defa SİYONİST CHABAT ÖRGÜTÜ’nün Türk resmi kayıtlarına girmesini ve bu örgütün Türk kamuoyu tarafından fark edilmesini sağlamış oldum.
Türk kamuoyunda yarattığım bu farkındalık,
‘’ Yeniden Refah Patisi Milli Siyaset Kurulları, Hukuk ve Adalet Politikaları Kurulu KKTC’de CHABAD organizasyonu ile gelişen “örgütlü mal alımı” konusunda, “Siyonistlerin açığa çıkan Gizli Hedeflerine Karşı Atılması Gereken Hukuki Adımlar” başlıklı bir rapor yayınlandı.Türkiye’de ilk kez SİYONİST CHABAD Hakkında bir rapor yayınlandığı ve yayınlanan bu raporda
dolaylı olarak olmasa da bir katkım bulunduğu için ilgili raporun tamamını paylaşma ihtiyacım
doğdu.
İşte Yeniden Refah Partisi Genel Merkezi tarafından hazırlanan o rapor.
Hukuk ve Adalet Politikaları Kurulu Raporu;
İsrail’in, başta Gazze olmak üzere Filistin Devleti’nin topraklarında yapmış olduğu, işgal, zulüm ve
katliamlar, İsrail’in sadece Müslümanların değil tüm insanlığın vicdanında mahkûm edilmesine
sebep olmuştur. Ancak İsrail’in işlemiş olduğu bu zulümleri devletler ve onların uluslararası hukuk
düzeyinde yetkilendirdiği kuruluşlar durdurabilir.
Yeniden Refah Partisi olarak, uluslararası hukuk bağlamında, ilgili ve yetkili kuruluşları,
misyonlarının gereğini yerine getirmeye davet ediyor ve sorumluluklarını bir defa daha
hatırlatıyoruz.
Uluslararası hukuka bağlı olarak, devletlerin ve uluslararası mahkemelerin, İsrail’in, başta Gazze
olmak üzere Filistin Devleti topraklarında işlediği soykırım seviyesine yükselen savaş suçları için
biran evvel en ağır yaptırımları uygulamaya başlamak zorunda olduğu kanaatindeyiz.
Soykırım suçunun faili olan Netanyahu’nun uluslararası hukuk önünde soykırım suçu işlemesi
sebebiyle yargılanmasına derhal başlanmalıdır. Netanyahu’nın emir komuta zincirinin başı olması
sebebiyle kendisinin de yargılanması gerekmektedir.
Uluslararası hukuk yanında bütün devletler özelinde de ayrıca yargılama yapılması
gerekmektedir. Ülkemizde ve Dünya genelinde Netanyahu özelinde suç duyuruları yapılmış olsa
bile yargılanması için ilgili devletlerin dışişleri bakanlıklarının yargılanmaya onay vermesi
gerekmektedir. Bu onayın başta Türkiye olmak üzere biran evvel bütün devletler tarafından
verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Birleşmiş Milletler, dünya üzerinde yaşayan bütün insanların barış içerisinde yaşaması amacıyla
kurulmuş dünya üzerindeki en geniş kapsamlı kuruluştur. İnsanların hak ve hukuklarını en gerekli
şekilde koruma görevi bu kurum üzerindedir. Uluslararası barışın sağlanması için katliamlar
olmadan önce harekete geçmesi gerekirdi. Ancak geçte olsa İsrail’in katliamlarını sonlandırması
için hızla işlemlere başlaması gerektiği kanaatindeyiz.
Dünya genelinde sağlık sorunları meydana geldiğinde, uluslararası seferberlik ilan eden DSÖ’nün,
Filistin Devleti’ndeki hastane bombalamalarına da benzer bir hassasiyet göstermesi gereklidir.
DSÖ, hastanelerin savaş durumunda korunması gereken en önemli noktalardan olduğu gerçeğiyle
uluslararası hukukun ve savaş hukukunun kendisine vermiş olduğu hakları kullanmak zorundadır.
Soykırım sebebiyle hastaneye yapılan ve orada zarar gören insanlar için DSÖ biran evvel hukuki
yaptırımların yapılmasını talep etmeli ve Filistin de zarar gören insanlar için sağlık ekiplerini tüm
dünyadan seferber etmelidir. Aynı duyarlılık DSÖ’ün yetersizliği ve siyasallaşmasına tepki olarak
kurulan Dünya Sağlık Konseyi tarafından da gösterilmelidir.Türk vatandaşı olup aynı zamanda İsrail vatandaşı olan birçok vatandaşımız bulunmaktadır. İsrail
ordusuna yedek asker olarak yazılmış olan ve devam eden soykırımda İsrail adına savaşan bu Türk
vatandaşlarının tespit edilerek soykırım suçuna iştirakleri başta olmak üzere TCK 320 kapsamında,
“Yabancı hizmetine asker yazılma” suçu nedeniyle ceza soruşturmalarının başlatılması ve
vatandaşlıktan çıkarılmalarına yönelik hukuki işlemlerin biran evvel başlaması gerektiğini
düşünüyoruz.
Siyonizmin Türkiye’deki faaliyetlerinin önüne geçmek amacıyla, Siyonist Chabad Örgütü’nün
Türkiye’de yürüttüğü faaliyetler incelenmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
KTC’de yoğun faaliyet gösteren ve gizli faaliyetleri nedeniyle kapatılan Chabad Örgütü’nün; inşaat
sektörünün %75’ini elinde bulundurduğu ve özellikle Karpaz ve Güzelyurt’ta gayrimenkullerin
%20’sini satın almış olduğu bilinmektedir.
Bu örgütün kendilerini dünyadaki Yahudilerin toplanma merkezi olarak ilan ettiği, 2007 yılında
yaptıkları toplantıda Kıbrıs’ın bir Yahudi toprağı olması gerektiği kararı aldığı bilinmektedir.
Siyonist Chabad Örgütü’nün ülkemizdeki faaliyetlerinin KKTC ile işbirliği içinde takip edilerek
özellikle sinagog yapılanmaları, inançlarına göre “sözde va’dedilmiş topraklar” olarak inandıkları
ülkemiz topraklarında yaptıkları gayrimenkul alımları ve şirketleşmeleri gibi hususların
incelenmesi gereklidir.
Gizli örgütlenme yapıları dikkate alındığında, ivedilikle Türkiye yapılanmaları ortaya çıkarılarak
amaçları doğrultusunda gerçekleştirdikleri legal görünümlü illegal işlemlerinin önüne geçilmesi
zorunludur.
Ülkemizdeki sinagog yapılanmalarının üzerinden henüz 15 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen,
sinagoglar (özellikle Fatih Sultan Mehmet zamanında kurulan Sinagog) içerisindeki güç
devşirmeleri ve kurdukları İslam Ülkeleri Hahamlar Birliği vasıtasıyla ortaya koydukları küresel
amaçları dikkate alındığında önlemlerin acil olarak devreye sokulması elzem bir hal almıştır.
Örgütün Türkiye temsilcisi hakkında Antakya’da bir sinagogtan çaldığı 2 metre
boyutundaki parşömenler ile ilgili olarak Vedat ÇALIK adlı vatandaşımızın suç
duyurusunda bulunması neticesinde, Kocaeli’nde başlatılan ve yetkisizlik nedeniyle
Antakya’ya gönderilen soruşturmanın akıbetinin ciddi bir şekilde takip edilerek
sonuçlandırılması, bu Siyonist örgütün sinagogları ele geçirme ve kendi amaçları
doğrultusunda yönlendirme hedefine ulaşmasına ket vuracaktır.
Eşzamanlı olarak Örgüt üyelerinin Türkiye’de halihazırda edindikleri gayrimenkullerinin tespiti ile
yeni alımların önüne geçilmesi için gerekli tedbirlerin alınması amacıyla TBMM’de oturum
düzenlenmesi dahil olmak üzere yürütmenin harekete geçirilmesi yolunda adımlar hızla
atılmalıdır. Bu Örgüt ile mücadelede geç kalınmamalı, iktidar tarafından geç kalınmış pişmanlıklar
milletimize yaşatılmamalıdır.
Yeniden Refah Partisi olarak, uluslararası hukuk bağlamında ilgili ve yetkili kuruluşları göreve
çağırırken, İsrail’in birkaç adım sonraki hedefinin Türkiye olduğu bilinciyle iktidar ve muhalefet
partilerini de birlikte önlemler almaya davet ediyoruz.Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
,,,,,,,,,, ; Ne diyordu şair;
“Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes! Ey kahpe rüzgâr; artık ne yandan esersen es! ( Devam Edecek )
Vedat ÇALIK
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
YEREL KOCAELİ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.