“Amerika’da yapılan hesap Türkiye’de çarşıya uymadı”
"Uygulama aşamasındaki aksaklıklar darbenin oldukça iyi planlandığı gerçeğini örtmesin. Köprüler, önemli geçiş noktaları tutulacak, Emniyet, TRT gibi kurumlar ele geçirilecek, kaldığı otel basılıp Cumhurbaşkanı derdest edilecek, tanklar sokağa çıkarılacak filan." Gazeteci Mehmet Çek'ten 15 Temmuz yazısı...
Evet, üç aşağı beş yukarı böyle oluyor bu işler. Bir darbe hiyerarşisi var. Kim nerede, ne görev yapacak hepsi en ince detayına kadar ayarlanmış. Neresinden bakarsanız bakın, bir kaç küçük detay hariç planları bal gibi de uygulanabilir bir darbe senaryosu idi.
Senaryoya uymayanlardan ilki;
Her darbede direnmeyi akıllarının ucundan bile geçirmeden teslim olan politikacılara alışılmış bu ülkede ama kaldığı otel, gideceği havalimanları bombalanırken ‘gerekirse öleceğim, alanlarda olacağım’ diyen Erdoğanın zapt edilemez duruşu hesapta yoktu.</p> <p>Devlet de bu defa işbirlikçi değil karşı koyandı, üstelik boş da durmadı. MİT, TSK
da yapay bir hareketlilik organize etti. Basit bir dedikodu darbecilerin komuta merkezinde paniğe neden oldu. 03.00’da yapılması planlanan darbe erkene alındı. En kritik hamle buydu.
O çılgın meydanlara dökülüş yok idi hesapta. Sokakları zaptetmiş darbeciler tanklar ve çevrili namlular karşısında kimselerin sokağa çıkmayı aklından geçirmeyeceğini varsaydılar. Bu milletin, o gece öyle ölüme koşup, darbecilere darbe yapacağını hesap edemediler.
Hayatında sokağa izmarit atmak kadar kanunsuzluk yapmamışken, o gece elinde baltayla sokağa çıkan Asım abiyi, Ayağında terlik, elinde sopayla koşarken ‘Sizden korkan sizin gibi olsun lan’ diye bağıran Hatice teyzeyi, Sebze tezgahlarından tanklara barikat yapan Manav Hüseyin amcayı…
Toplamaya kıyamadığı buğdayları uçaklar kalkamasın diye ateşe veren Kazanlı köylüleri hesap edemediler. Bir, iki değil on binlerce ‘ölmeye gidiyorum, çocuklarım size emanet’ mesajını hesap edemediler.
İstanbul, Ankara, Konyada bir saat içinde sokağa inip, çatışmaya başlayan yüz binlerce insanı, hükümetle araları limoni denilirken Batman
da, Urfada alanları işgal ederek devletine sahip çıkan, sabah namazlarını valilik binası önünde kılan Kürtleri hesap edemediler.</p> <p>Açıkçası, hiç kimse, biz de dahil hic kimse o sahneleri hayal edememişti.</p> <p>Son yıllardaki bütün o tezgahlar, E-Muhtıralar, Parti kapatma girişimleri, 7 Şubatlar, Geziler, 17-25
ler karşısında elimizde sıradışı bir liderden çok fazlası yok idi.
15 Temmuz ortaya bir de MİLLET çıkardı.
Ya Olacağız, Ya Öleceğiz diyen bir millet. Çanakkale`den bir asır sonra kim olduğunu yeniden hatırlayan bir millet.
Ve o milletin şimdi peygambere komşu olan çocukları, o gece muazzam bir destan yazıp, gecenin sonunda, sadece bu devletin istikbalini değil bütün mazlum coğrafyaların kaderini kurtardılar.
Tanklar tarafından defalarca esir alınmış bu ülkede o gece “Tutun lan, tank kaçıyor!” gibi bir çok enteresan cümle girdi hayatımıza ve 250 şehit, 2 bin 193 gazi Türkiye’nin her yanında çıplak ellerle o tankların karşısına dikilen bu milletten çıktı.
O gece anladık ki bu millet birlikte karşı koymalara hasret.., O gece o destan da bu hasretlikten çıktı zaten.
Sesler çığlıklara döndü, selalar “Allahuekber” nidalarına karıştı, 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan gece muazzam bir destan yazıldı Türkiye sokaklarında.
O gece, İşgalciler, darbeciler, şeytanın çocukları bir tarafta; Vatandaş, millet, vatan, din, hak ve hakikat sevdalıları, demokrasi yanlıları diğer tarafta.
O gece millet dedi ki:
„Ey Emperyaller! asırlardır kendini bilmez bir hukuksuzlukla varlığımıza kast ediyorsunuz fakat buraya kadar, biz artık sizin boyunduruğunuza razı gelmeyiz”
15 Temmuz bu milletin canları pahasına ortaya koyduğu bir milat, demokrasiye sahip çıkıp, darbecilere darbe yaptığı gerçek bir Milli Demokratik Halk Devrimi idi.
Hiç bitmeyecek sandığımız o gecenin üzerinden 9 yıl geçti değil mi? Hakkında çok şey yazıldı. “Ben buraya ölmeye geldim” diye bağıranların sesleri kulaklarımızda hala.
Şimdi herkes, o geceki maneviyatın, mutlak iyiliğin zaferine hürmet göstersin. 15 Temmuz işgalini unutanlar da sulandıranlar da hata yapar. Elbette o gece korkup kaçmışların, bugün mangalda kül bırakmadıklarını görmek -insana kor biliyorum ama- sizi incitmesin.
Sizdeki vicdani huzur onlarda var mı sanırsınız? Siz o gece üstünüze düşeni yaptınız, vatanınıza sahip çıkarak sadece çocuklarınızın geleceğini değil namusumuzu da kurtardınız. Üstelik ne kadar emin ve rahatız artık; Bundan sonra başka bir şeye razı gelmez bu millet: Ya Yeniden Tam Bağımsız Bir Dünya Devleti Ya Şahadet!
Fotoğraf, AA ve Mehmet Çek'in sosyal medya hesabı tarafından servis edilmiştir.