Bir Kalem, Bir Şehir, Bir Direniş: Güngör Arslan’ın Ardından

    İzmit’te bir gazeteci vardı. Adı Güngör Arslan’dı. Ama onu tanıyanlar için sadece bir isim değil; bir duruştu, bir cesaretti, bir kalemdi. Yerel basının “rahatsız edici sesi” olarak bilinir, yazdıklarıyla koltukları değil, vicdanları sarsardı. Güngör Arslan, Ses Kocaeli adlı haber sitesinin imtiyaz sahibi ve genel yayın yönetmeniydi. Yazılarında belediye ihalelerini, kamu kaynaklarının kullanımını, yerel siyasetle iç içe geçmiş ticari ilişkileri sorgulardı. Özellikle Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin tramvay ve otobüs reklam giydirme ihaleleriyle ilgili yaptığı eleştiriler, kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı. Cinayetten kısa süre önce, “Tramvayın giydirmelerini kim yapıyor?” başlıklı yazısıyla, bu ihaleyi alan Kentpark Ltd. Şti. ve şirketin sahibi olduğu belirtilen avukat Ersin Kurt hakkında eleştirel bir yayın yapmıştı. Bu yazı, mahkemeye erişim engeli talebiyle başvurulsa da reddedilmişti. Arslan, geri adım atmadı. Çünkü onun gazeteciliği, “rahatsız etme hakkı” üzerine kuruluydu. Yıllar içinde birçok kez tehdit aldı, gazete binası kurşunlandı, ama o hep yazmaya devam etti. Çünkü Güngör Arslan için gazetecilik, sadece haber değil; halkın sesi olmaktı. Ve o ses, 19 Şubat 2022’de ofisinde uğradığı silahlı saldırıyla susturuldu. ⚖️ Bir Cinayet, Bir Dava, Bir Sessizlik Cinayetin ardından yürütülen adli süreçte birçok kişi hakkında farklı suçlamalarla dava açıldı. Mahkeme kararlarına göre: • Ramazan Özkan, cinayeti işleyen kişi olarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. • Burhan Polat, cinayeti azmettirdiği gerekçesiyle aynı şekilde müebbet hapis cezası aldı. • Ersin Kurt, ilk etapta beraat etti ancak Yargıtay kararıyla yeniden yargılanmasına karar verildi. Hakkında “azmettirme” ve “vahim silah bulundurma” suçlamalarıyla yeni bir süreç başladı. Diğer sanıklar arasında yardım etme, delil gizleme ve suçluyu kayırma gibi suçlamalarla çeşitli hapis cezaları verildi; bazıları ise beraat etti. Bu bilgiler, kamuya açık yargı kararlarına ve basında yer alan haber içeriklerine dayanmaktadır. Yazının amacı, bu süreci hukuki çerçevede aktarmak ve olayın toplumsal etkisini sorgulamaktır. Güngör Arslan’ın ölümü, İzmit’te yerel basın üzerinde gözle görülür bir etki yarattı. Bazı gazeteciler daha temkinli yazmaya başladı. Bazı yayınlar, eleştirel dilini yumuşattı. Bazı konular, “şimdilik yazılmasın” denilerek rafa kaldırıldı. Ama İzmitli hâlâ soruyor: “Bu cinayet gerçekten çözüldü mü, yoksa sadece dosyası mı kapandı?” “Yerel basın, halkın sesi olmaya devam edebilecek mi?” 🕯️ Bir Güngör Gitti, Binlerce Güngör Geldi Güngör Arslan susturulduğunda, sadece bir gazeteci değil; halkın sesi, yerelin vicdanı, sorgulayan kalemler hedef alındı. Ama o gidiş, bir suskunluk değil; bir çoğalma oldu. Bugün İzmit’te, Kocaeli’nde, Türkiye’nin dört bir yanında binlerce Güngör var. Kimisi blog yazar, kimisi sosyal medyada sorar, kimisi apartman panosuna “bu işte bir tuhaflık var” diye not bırakır. Çünkü kalem susturulunca, kelime çoğalır. Cesaret bulaşıcıdır. Yerel basın belki daha temkinli, belki daha sessiz. Ama halk daha dikkatli okuyor. Daha çok sorguluyor. Daha az susuyor. Güngör Arslan’ın kalemi bir kişiye batmış olabilir. Ama onun soruları, binlerce kişiye ilham oldu. Bir Güngör Gitti, Binlerce Güngör Geldi. 📌 Etik Not Bu yazı, gazeteci Güngör Arslan’ın hayatını kaybettiği olayın ardından yerel basının karşılaştığı zorlukları, halkın haber alma hakkını ve kamu yararına yayıncılığın önemini sorgulamak amacıyla kaleme alınmıştır. Yazıda yer alan kişi ve kurumlar hakkında sunulan bilgiler, kamuya açık kaynaklara ve yargı kararlarına dayalıdır. Hiçbir ifade, suç isnadı ya da kişilik haklarına saldırı amacı taşımaz.