38,0112$% 0.06
41,1991€% 0.6
49,2357£% 0.5
3.714,45%0,71
6.089,00%0,15
24.277,00%0,13
3.046,39%0,89
9.698,80%0,51
3323895฿%-0.84516
İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan edinilen bilgiye göre, Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan ve Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne kadar uzanan yargılamada kanser hastası olduğu öğrenilen davacı kadının vekili avukat dava dilekçesinde özetle; davalının düzenli bir işi olmadığını, ekonomik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, aşırı kıskanç olduğunu, müvekkilinin ailesinin müşterek konuta gelmesini istemediğini, ilk evliliğinden olan kızına iyi davranmadığını ileri sürerek tarafların boşanmalarını, velayetin anneye verilmesini talep etti. Davalı ise davaya cevap vermedi.
İlk Derece Mahkemesi, tarafların davası devam ederken uzun bir süre bir arada yaşadıkları, bu durumda tarafların karşılıklı birbirlerini affettikleri gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. İlk Derece Mahkemesi’nin kararına karşı süresi içinde davacı kadının vekil avukatı, af durumunun olmadığını, tarafların ifadesinde de bu durumun geçmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulundu.
Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi, davanın ret gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesinin bu kararına karşı süresi içinde istinaf gerekçelerini tekrarlayarak temyiz isteminde bulundu.
Boşanma dosyasını temyiz incelemesi neticesinde ele alan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dosyaya ilişkin hükmü bozdu.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bozma ilamında şu ifadelere yer verdi. “Toplanan delillerden ve dinlenen tanık beyanlarından, davacı kadının kanser tedavisi görmesi ve çocuklarına bakacak durumda olmaması sebebiyle dava açıldıktan sonra bir süre daha tarafların aynı evde yaşadıkları, bu durumda aynı evde yaşamanın zorunluluktan kaynaklandığı, bu durumun af olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle iken, Mahkemece işin esasına girilerek davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda tüm deliller değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, davacı kadının, davalı erkeği affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”
Kararı değerlendiren İstanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan şunları söyledi: “Boşanma davalarının yargılaması devam ederken eşlerin davranışlarının af olarak nitelendirilebilmesi için eşlerin bu davranışlarının özgür iradeleriyle gerçekleşmesi gerekir. Zira, af olarak iddia edilen davranışın herhangi bir şekilde zorunluluktan kaynaklaması durumunda artık bu davranışın af olarak nitelendirilmesi ve boşanma davasının reddedilmesi mümkün değildir. Özet olarak, af olarak iddia edilen davranışın eşin özgür iradeyle gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesi affın hukuki sonucunu etkilemektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin bu kararı hukuki anlamda yerinde olup ‘Eşlerin çocuklar için veya zorunluluktan dolayı bir araya gelmiş olmaları ortak hayatın yeniden kurulduğu anlamını taşımamaktadır’ Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01 Mart 2023 tarihli kararı ile de uyumludur.”
Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3.Sayfa Yargıtay Politika 3-sayfa Güncel Hukuk Bursa
Mahallelinin “Yoğun koku geliyor” dediği eve baskın yapan ekipler gördüklerine inanamadı
Ticaret Bakanlığı, ‘kırmızı et’ için harekete geçti
8 çeyrek alacağı için adam öldürmüş
Kulisleri hareketlendiren iddia: Dilek İmamoğlu siyasete girecek mi?
TIR’a çarpmamak için manevra yaptı: Yoldaki yayayı ezdi
Emekliye 4 bin lira ikramiye Meclis’te kabul edildi
Şehzadebaşı Camii İmamından Saraçhane’deki eylemlerle ilgili olay sözler
İmamoğlu protestolarında bilanço ağırlaşıyor: 260 kişi tutuklandı, 150 polis yaralı
İBB soruşturmasında tutuklanan Mahir Polat hastaneye kaldırıldı
Özel okullara ücret konusunda yeni zorunluluk getirildi
2 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı komşu kavgasında anneye 39, oğluna 46 yıl hapis