Hüseyin Baş’tan Diyarbakır’daki Öcalan yürüyüşüne tepki

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, Diyarbakır'da teröristbaşı Abdullah Öcalan için düzenlenen yürüyüşe tepki gösterdi.

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisi tarafından Sivas’ta düzenlenen ‘Geleceğimizi Savunmak’ programına katıldı. Programda konuşan Baş, Diyarbakır'da teröristbaşı Öcalan için yapılan yürüyüşe tepki göstererek; şunları söyledi:

"40 SENEDİR TERÖR BELASI VARDI HİÇ YAPILABİLDİ Mİ?"

"Türkiye'de sorun yozlaşma, çeteler, kumar, uyuşturucu, emekli maaşları, asgari ücret, geçim. Sorun ama neymiş sorun… İşte açılım yapacağız, uzun bir isimle bir komisyon kuruldu ve bir şeyler oluyor. Bebek katili, terörist elebaşı, cani Apo için Diyarbakır'da yürüyüş yapılıyor. Şimdi çok basit bir soru soracağım. Ekim 2025'te yürüyüş yapıldı. APO için. Ekim 2024'te yapıldı mı? Ekim 2023'te yapıldı mı? Ekim 2022'de yapıldı mı? Ekim 2021'de yapıldı mı? 40 senedir terör belası var hiç yapılabildi mi? Yapılamadı. Şimdi ne oldu da yürüyüş yapabildiler? Bir senede bu ülkede ne değişti? Bu soru bu süreci başlatanların sırtında kambur olarak yeter.

“TÜRK OLMAK SUÇ OLDU”

Bir süreç başladı, Türk olmak suç oldu. 'Türküm' dediğin zaman ayrıştırıyorsun, Allah Allah! Şimdi bir de Meclis’in hesabından Kürtçe paylaşım yapıldı. Ona tepki gösterenlere de ‘Siz hemen kavga istiyorsunuz’ diye tepki gösteriyorlar. Kardeşim bizim derdimiz lisanla değil, bizim derdimiz insanla da değil. Bizim derdimiz o insanların zihniyetiyle, o insanların kurmak istediği nizamla. Bizim lisanla bir derdimiz yok. Bir nizam kurmak istiyorlar.

“NEREYE ELİNİ ATSA ONU BOZMAYI BECERİYOR"

Türkiye bin yıldan fazla zamandan beri bir sürü farklı etnik grubun bir arada yaşadığı bir coğrafya. Bunları uğraştılar, uğraştılar kavga ettiremediler ama illa kavga ettirecekler. Şimdi bir de hükümete şöyle bir endişeyle yaklaşıyoruz; neye elini atsalar darmadağın oluyor. Bir dönem 'araba fiyatlarını durduracağım' diye bir şeyler yaptılar araba fiyatları fırladı. Güya araba fiyatlarını baskılayacaklardı. Sonra çıktılar ‘Bu kira işi sıkıntılı yüzde 25 sınırı koyalım’ dediler, milleti birbirine düşürdüler. O dönem hatırlayın ev sahibi kiracısını vurdu, kiracı ev sahibini vurdu haberleri görüyorduk. Şimdi öyle bir hükümetimiz var ki evlere şenlik. Nereye elini atsa onu bozmayı beceriyor. Şimdi de nereye eline attı? Türkiye'nin kardeşliğine eline attı. Türkiye’de geçen sene emekli yılıydı, emeklimiz burada. Bu sene aile yılı, aileler de burada. Hanginizin çocuğu evlenebiliyor? Durum ortada. Şimdi bir de kardeşliğe el attı!

"DUL VERGİSİ"

Bütün sorunların temeline iniyorsunuz. Bakıyorsunuz ne eksik? Para eksik. Para yok! Ülke olarak paramız var aslında. İmkanlarımız inanamayacağınız kadar fazla. Babam yıllarca anlattı. Ben , ‘Bu ülkenin madenleriyle kıyamete kadar zenginlikte yüzdürürüm bu milleti! dedi. Millet inanmadı. Eskişehir'de 12 sene, ‘Eskişehir'deki madenle en az 20 yıl bütün ülkeyi bakarım’ diyor. Aradan 12 yıl geçti. Eskişehir'de nadir toprak elementlerini Sayın Cumhurbaşkanı anlatıyor şimdi. Bu zenginlikte size para düşmüyor. Size ne düşüyor? Vergi, vergi. Bir de öyle bir vergi düzeni ki; pul vergisi var. Puldan vergi alıyorlar. Dünya olmuş dijital biz hala pula vergi ödüyoruz. Bunlar yakında kul vergisi alacaklar. Bir de bu boşanmaları düşürmek için şöyle bir yöntem geliştirilebilir; dul vergisi.”