Körfezin Kıyısında Direnişin Sesi/Abdullah Çalık

Körfezin sabahında martılar değil, megafonlar ötüyor artık.

GÜBRETAŞ işçileri 16 gündür grevde; ellerinde pankart, yüreklerinde ekmek kadar sıcak bir umut.

Aynı saatlerde başka semtlerde kahvaltı masaları kuruluyor, siyasetçiler halkla buluşuyor. Bir yanda direnişin sesi, diğer yanda vaatlerin yankısı. Kocaeli’de siyaset artık sadece meclis salonlarında değil; fabrika kapılarında, metro hattında, kahve köşelerinde konuşuluyor.

  240 işçi, yüzde 95 zam talebiyle direnişte. İşverenin yüzde 30’luk teklifi, işçilerin sabrına çarpıyor. Grev alanında çay plastik bardakta içilir, ama umut porselen gibi kırılgandır.   Raylar Gizli, Tepkiler Açık       CHP'nin metro eleştirisi CHP’li meclis üyeleri, metro hattının eşitsiz ve şeffaflıktan uzak planlandığını söylüyor. “Bir gün otoparka uygun değil denilen zemin, ertesi gün metroya uygun hale geliyor mu?” diye soruyorlar.   🍽️ Kahvaltıda Demokrasi, Sokakta Direniş       DEM Parti Kocaeli kahvaltı buluşması   DEM Parti, “Barış ve Demokratik Toplum İçin Örgütleniyoruz” diyerek halkla kahvaltıda buluştu. Siyaset, çayın yanında servis edilen bir fikir haline geldi. Ama bu fikir, sokakta yankı buluyor mu?   Final: Vicdan Haritası     Körfezin kıyısında sadece dalgalar değil, kararlar da çarpıyor sahile. Grevdeki işçi, metro hattını bekleyen yurttaş, kahvaltı masasındaki seçmen… Hepsi aynı soruyu soruyor: “Bizi kim duyacak?” Kocaeli’de siyaset, sesini yükselten değil, sessizleri duyanın işi olmalı. Çünkü gerçek temsil, sadece konuşmak değil; dinlemektir. Ve biz, bu yazıda sadece bir şehir değil, bir vicdan haritası çizdik. Sağlıcakla Kalın