Türkiye’de ilk zamanlarda Adnan Hocacılar ile birlikte faaliyet gösteren ChabadLubavitch örgütünün KKTC ayağı 2022 Yılı Aralık ayı ortalarında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar sayesinde yeniden gündeme gelecekti.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin TATAR, KKTC sözde Hahamı Chaim Hillel Azimov’u , Cumhurbaşkanlığı Makamında kabul ederek görüştü.
Tatar görüşmede, KKTC’de yaşayan Musevilik inancına mensup kişilerin bayramını kutlayarak, ülkedeki her bireyin, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahip olduğuna dikkat çekmekteydi.
Musevilik inancına mensup kişilerin, ülkenin kültür mozaiği içerisinde, diğer etnik ve dini gruplarla karşılıklı anlayış ve kardeşlik duygusu içerisinde var olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, farklılıkların ülke için bir zenginlik olduğunu vurgularken oldukça mutlu görünmekteydi.
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’de ve dünyada yaşayan tüm Yahudilere, Hanuka Bayramı’nın huzur, esenlik getirmesini temenni ettiği buluşmanın fotoğraflarını KKTC Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinde yayınlamaktan da hiç geri durmadı
KKTC Cumhurbaşkanı TATAR’ın, Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı resmi web sitesinden ‘’ Haham ‘’ diyerek tanıttığı Hillel Azimov’un Kıbrıs vatandaşı olup olmadığı gibi, Hillel Azimov’u kimin Haham seçerek Kıbrıs da görevlendirdiği konusu da tam bir muamma..
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişi gerçekten Haham ise Sinagogu nerede ve Sinagog açmak için kimden izin aldı?
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişinin nezdinde Hanuka bayramını kutladığı Musevilik inancına mensup kişiler adada yaşayan KKTC vatandaşı mı?
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişinin Yahudileri temsil etmediğini ve faaliyetlerinin legal bir yapılanma olmadığını biliyor mu?
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişinin KKTC’de arsa ve ev alan Yahudilerle örgütsel bağlantıları var mı?
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişinin örgütü olan Chabad-Lubavitch hakkında KKTC’de yapılmış bir araştırma var mı?
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişinin örgütü olan Chabad-Lubavitch’in Türkiye’deki FETÖ benzerin bir yapılanma olduğu bilinmiyor mu?
Tatar’ın Haham dediği kişinin Yahudi çoğunluk tarafından kabul edilmediği bilgisi KKTC’de yok mu?
Konunun daha net anlaşılabilmesi için şöyle ifade edelim,
KKTC Cumhurbaşkanı Tatar’ın Haham dediği kişiyi, KKTC’deki Cumhurbaşkanlığı makamında kabul ederek Yahudilerin Hanuka Bayramı’nı kutlaması ile ABD Başkanı Biden’in FETÖ liderini Beyaz Saray’da kabul ederek İslam Dünyası’nın dini bayramını kutlaması arasında hiçbir farkı yok!
İsrail ve Amerika başta olmak üzere dünya siyasetine yön vermek isteyen Chabad örgütünün Türkiye lideri Mendy Chitrik ve beraberindeki 7 kişilik ekibin, 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin yarattığı kaos ortamını fırsata çevirerek Antakya Sinagoğunda bulunan 600 yıllık tarihi parşömenleri çaldıklarını ve eserleri İsrail’e kaçırdıklarını ortaya çıkartmış ve söz konusu örgüt mensupları hakkında suç duyurusunda bulunduğumu bir önceki yazılarımdan hemen hatırlayacaksınız.
Türkiye’yi muz cumhuriyet olarak gören Chabadçılar ilk önce pervazsızca soygun girişiminde bulundukları Antakya Sinagogundaki hırsızlık görüntülerini sosyal medya hesaplarında paylaşmakta bir sakınca görmeyeceklerdi.
Ardından yardım için Türkiye’ye gelen İsrail arama kurtarma ekibindeki görevli askerler Türkiye’den kaçırdığı tarihi Ester Kitabı(*) parşömenleri ile TelAviv havalimanında Ynetnews adlı İsrail gazetelerine poz vererek adeta Türkiye ile dalga geçiyorlardı.
Siyonist Chabat örgütünün Türkiye temsilcisi başta olmak üzere beraberindeki 7 kişi hakkında suç duyurusunda bulunmam neticesinde konu ulusal medyada haber olmaya başlayınca Türkiye de bulunan Türk Yahudi Topluluğu Türkiye Hahambaşılığı telaşa kapıldı.
Çünkü Türkiye’de kendilerini rahatsız eden Cahabad’a karşı mesafeli durmaya çalışan Türk Yahudi Topluluğu Türkiye Hahambaşılığı, tarihinde ilk kez, “hırsızlık” gibi ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalacaktı.
Tarihi eser hırsızlık meselesi üstü örtülecek bir durumun olmadığı da, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Yahya Çoşkun’un konuyla ilgili paylaşımında yer aldı.
Yahya Çoşkun, twitter hesabında yaptığı paylaşımında,
“Ülkemizdeki kültür varlıkları, dini niteliği olup olmadığına bakılmaksızın devlet malı niteliğindedir. Kültür varlığı niteliğine haiz objelerin ülkemizden çıkarılması yasaktır. Kültür varlıklarımızı yurtdışına çıkaranlar kim olursa olsun gereği yapılır.” diyordu.
Şahsen İsrail’de bulunan el yazması parşömen ve Ester Kitabı’nı çalan kişiler hakkında hukukumuza uygun olarak gereği yapılmasını beklerken, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına muhalefet ederek kültür varlığımız tarihi eserleri İstanbul’a götüren Habadçı Mendy Chitrik’e en anlamlı tepki KKTC den gelecekti…Depremi fırsat bilerek Antakya Sinagogunu soyan Chabad örgüt üyeleri hakkında Hatay Cumhuriyet Başsavcılığına verdiğim yaklaşık İki Buçuk saatlik sözlü ve yazılı suç duyurusunda bulunmam ile KKTC de ki Chabat Örgüt mensuplarının da maskesini düşürdü.
KKTC de bulunan sivil toplum örgütü sözcüsü olan Sn Tuğçehan ÖREN de; “ Deprem bölgesine dünyanın bir çok ülkesinden insanlara yardıma gelirken, 2008
yılından itibaren KKTC’de de faaliyet gösteren Chabad Örgütü’nün tarihi eser kaçakçılığına gelmesi sıradan ve insani bir hadise değildir. Türkiye’de soygun yapan bir Chabad örgütünü KKTC’ istemiyoruz” dedi.
Antakya’daki sinagog soygunu, mafya faaliyetleri ile dünyadaki sağduyu sahibi Yahudileri de tedirgin eden Chabad örgütünün KKTC’de uzun zamandır, her geçen gün artan taşınmaz mal alımlarını da gündeme getirmesine neden oldu.
Tuğçehan Ören konuyla ilgili olarak da,
“ KKTC’de taşınmaz mal alanların Chabad organizasyonu ile geldiğini veya etkin olduğunu biliyoruz. Fakat ne yazık ki KKTC’de bunları herkes Yahudi veya İsrailli olarak gördüğü için ayırt edemedi. Şimdi ise KKTC’nin nerdeyse üçte birine sahipler, inşaat sektörü bunların kontrolünde ve kişi başı 4’er ev satın alabiliyor. Ama kimse durduramıyor. KKTC’de vatandaşların evini depremde kaybetmesi ile bu Chabdçıların ev alması arasında hiçbir fark yok. Umarım Antakya sinagogunda çalınan tarihi parşömenler KKTC’de Chabadçıların tanımasını kolaylaştır.” temennisinde bulundu.
KKTC de bulunan sivil toplum örgütü sözcüsü olan Sn Tuğçehan ÖREN’in KKTC de başlattığı dip dalgası açıklamalarının ardından Türk Mukavemet Teşkilatı mücahitleri, öfke ve kaygı içerisinde ‘’ Toprak ayağımızın altından kayıp gidiyor ‘’ uyarısında bulunarak hükümet yetkililerini ziyaret etmişlerdi.
Vedat ÇALIK ( Devam Edecek )
Bunu beğen:
Beğen Yükleniyor...
İlgili
YEREL KOCAELİ sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.