42,0162$% 0,34
48,4909€% 0,61
55,2975£% 0,48
5.411,59%-0,33
9.154,00%-0,74
36.504,00%-0,73
4.002,93%-0,53
10.971,52%1,24
4605045฿%1.61485
 
                                
                            Mikrofonu Kıran Demokrasi:
CHP Kocaeli İl Kongresi’nde yaşananlar, “demokrasi şöleni”nin sahne arkasında neler döndüğünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Ancak bu kez hedef, siyasi rakipler değil; kamunun gözü kulağı olan basın mensuplarıydı.
Kongreye görüntü almak için gelen kadın gazeteciye yapılan fiziksel müdahale, ardından gazeteci Erdal Sertel’e yönelik saldırı girişimi, “Basın özgürlüğü” kavramını bir kez daha sorgulatır hale getirdi.
Kameraya Değil, Kameramana Engel
Kongre salonuna giriş yapan il başkan adayı Erdem Arcan’ı görüntülemek isteyen gazeteci Gizem Kırlar, bir partilinin fiziksel müdahalesine maruz kaldı.
Olayı gören gazeteci Erdal Sertel’in tepkisiyle başlayan tartışma, kısa sürede arbedeye dönüştü.
Neyse ki diğer partililer araya girdi de olay daha fazla büyümeden yatıştırıldı. Ancak bu tablo, “değişim” söylemleriyle yola çıkan bir partinin, değişmeyen reflekslerini gözler önüne serdi.
Kınama mı, Kin mi?
Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti’nin olayı kınayan açıklaması yerinde ve gerekliydi.
Ancak asıl mesele, bu tür olayların neden tekrar tekrar yaşandığı. Kınama metinleriyle değil, zihniyet değişimiyle çözülmesi gereken bir sorunla karşı karşıyayız.
Zira basına yönelik şiddet, sadece bir gazeteciyi değil, halkın haber alma hakkını hedef alır.
Siyaset Sahnesinde Sahne Arkası
CHP’nin kongreleri son dönemde sıkça kavgalarla, tartışmalarla anılır oldu.
Parti içi demokrasi, kürsüde alkışlarla değil, salonda gazetecilere gösterilen saygıyla ölçülür.
Kameraya değil, kameramana engel olunuyorsa; bu, sadece bir partinin değil, tüm siyasetin aynasıdır.
“Basın Mensubu Değil, Basınç Mensubu”
Kocaeli Kongresi’nde yaşananlar, “basın mensubu” kavramını “basınç mensubu”na çevirdi.
Kamerasını açan gazeteciye yapılan müdahale, adeta “çekme, çektirme” anlayışının tezahürüydü.
Oysa demokrasilerde kamera, sadece görüntü değil; şeffaflık, hesap verebilirlik ve halkın gözü demektir.
O gözleri karartmak isteyenler, önce kendi vicdanlarını aydınlatmalı.
Sağlıcakla Kalın
Abdullah Çalık
 
                                Neden Zoru Sever İnsan?