40,6914$% 0.19
47,4088€% -0.2
54,7313£% 0
4.433,90%0,00
3.385,21%-0,31
10.971,53%0,14
Siyasi Yozlaşmanın En Sessiz Çığlığı
Eskiden milletvekili dediğin, mahallesinden çıkmazdı. Düğünde halay başı, cenazede omuz arkası olurdu.
Bugünse vekil seçildikten sonra halkla bağını öyle bir koparıyor ki, mahalleye uğraması için afet bölgesi ilan edilmesi gerekiyor.
Seçimden önce “hizmet” vaatleri, seçimden sonra “ulaşılamazlık” protokolüne dönüşüyor. Temsil görevi, temsiliyet tiyatrosuna evriliyor.
Telefon açan vatandaş, “Sayın vekilimiz şu an meşgul” cevabını alıyor.
Meşguliyet sebebi genelde açılış kurdelesi kesmek ya da plaket pozlaması.
Vekilin halkla son teması, sandık başında “hayırlı olsun” demekle sınırlı.
Sonrası mı? Halk, vekili ancak Meclis TV’de arka sırada esnerken görebiliyor.
Bazı vekiller o kadar uzaklaştı ki, artık seçim bölgesine giderken navigasyona “halktan kaçış rotası” çizdiriyor.
Mahalle muhtarını tanımıyor ama holding CEO’sunun doğum gününü kutlamayı ihmal etmiyor. Halkın sesi ona ulaşmadan önce filtreleniyor, sansürleniyor, protokol süzgecinden geçiyor.
Padişah sarayda otururken dışarıdan “güzel elmalarım var!” diye bağıran bir ihtiyar duyar.
Başvezire beş altın verir: “Git, elma al.”
Başvezir dört altınla vezire yollar, vezir üç altınla saray görevlisine, o da iki altınla komutana, komutan bir altınla nöbetçiye…
Nöbetçi ihtiyarı kovar, elmalara el koyar.
Herkes yukarıya “verdiği altına göre” elma sunar.
Padişah beş elmaya beş altın verince düşünür:
“Demek ki halkın durumu çok iyi… Vergileri artırmak lazım!”
Bu fıkra, halktan kopan yönetim anlayışının özeti gibi.
Yukarıya çıkan her şey süzülüyor, ama halkın sesi aşağıya hiç inmiyor.
Vekil halktan o kadar uzaklaştı ki, artık dürüst siyasetçi görmek için ya müze açmak gerekiyor ya da nostalji köşesi.
Halk, vekiline ulaşamıyor. Vekil, halkı duymuyor. Ama ikisi de aynı şeyi söylüyor:
“Bu sistemde bir gariplik var.”
Abdullah Çalık
Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz! SGK Versiyonu!