34,2217$% -0.07
37,4863€% -0.45
44,7838£% -0.32
2.870,48%-0,55
4.902,00%-0,70
19.548,00%-0,70
2.608,18%-0,51
2090522฿%-2.06919
04 Eylül 2024 Çarşamba
Yine bir gece vakti kimileri usul usul uyurken tatlı rüyalarını görürken, kimileri kendileriyle cebelleşirken kimileri ise her şeyi ardına bırakarak gitmeyi planlarken ve kimisi derdinden uyuyamazken dert kendinin midir bilemezken aramaya koyulur.
Bakmış kendinde bir sıkıntı yok içinde bir baskı, bir zorluk,bir ümitsizlik kimin haleti ruhiyesi sirayet etmişti ki aramaya koyulmuştu bizim derttaş? Arasa da bulabilir miydi bilemiyorum ama bildiğim tek şey var bizim derttaşın gönlüne sıkıntı çöktü mü elbet yardım bekleyen birileri vardır. Bizimki de boş durur mu hiç?Aramaya koyulur bulamasa bile dua eder belki bir ayet paylaşır gönlüne merhem olur kişinin belki bir şiir yazar tam da beni anlatmış der.Bizim derttaşın gönlü bu aralar çok sıkkın, yorgun. Sordum sebebini bulamamış ama şu ayetle bir mesaj verecek,
Hani Rabbimiz Duha suresinde bahsediyor ya “Rabbin seni terk etmedi ve sana darılmadı.“( Duha 3)
Tam aksine seni en büyük nimetleriyle el üstünde tuttu. Öyleyse azizim asla ümitsizliğe düşme.
Yılgınlığa kapılma. Hayat bu, her zaman dört dörtlük olamaz.
Kimse kusursuz değil ve hiç kimse bu hayatı elleri cebinde bitirmiyor. Unutma her gecenin bir sabahı var ve güneşi gördüğün her gün imkansızlar bir anda imkan oluverir. Hâlâ nefes alabiliyorsan ve bir derdin varsa Rabbim seni seviyor demektir. Derdi olanın inşirahı da vardır. Sen yeter ki her zorlukta her şeye rağmen O’nun yolundan ayrılma.
Resul-i Ekrem’i düşün Nebiler nebisinin Taif’te taşlandığını düşün. Belini büken yükünü düşün ve bu yükü ondan alan Rabbinin varlığını bil. Öyleyse her ne olursa olsun Rabbinle irtibatı bir an olsun bile terk etme. Kendiden vazgeçmek mi kesinlikle düşünme. Unutma bu dünyaya bir gaye için geldin. Her zaman söylerim; senin dert saydıklarını nimet sayanlar var ve seni bekleyen belki de dünyanın neresinde olursa olsun bir kalp var.
Hayatında zorluklar var diye yaşamdan vazgeçmek yok. Seni yaratan Rabbim sana şah damarından daha da yakın ve yine Rabbim şöyle buyuruyor; Rabbin hatrına sabret.”(Müddessir 7)
İşte sana birkaç örnek;
Balığın karnındaki Yunus as. Hastalıklarla, maddi manevi konularda mücadele eden Eyüp as. Kavmi ile imtihan olan Nuh as. Ve nice nebiler, peygamberler…
Ve son olarak peygamberimiz.
Hiçbiri ben yapamıyorum Allah’ım yaşamak istemiyorum dedi mi? Hayır, bilakis zorluklarla mücadele ettiler. Balığın karnından Yunus aleyhisselam’ı kurtaran Allah, unutma elbet senin sıkıntılarını da giderecek sen yeter ki Allah’a dayan.
Hasta mısın, ekonomik buhranda mısın yoksa tüm bedenini kurtçuklar yerine nefsinin düşünceleri mi ele aldı sabret! Eyüp as.’ı düşün. Allah gönlüne bir ilham verir nasıl ki Eyüp aleyhisselam serin sudan yıkanıp içtiyse vücudu gönlü şifa bulduysa elbet senin de yaralı kalbin bir anda kün fe yekün hatırına şifa bulur. Sen yeter ki Allah’tan istemesini bil. Kapıya gittim de açılmadı diye düşünme sen o kapıyı çalmasını bil.
Velhasılkelam bizim derttaşın tavsiyeleri bunlarmış. Umarız yaralı gönüllere derman olur.
Derttaşa dua etmeyi unutmayın. Selâm ve dua ile kalınız.
Ayşe Nur İsmail
Günün içinden bir kelâm, kelâmın içinden bir nida…
Bugün öyle bir cümleye denk geldim ki kırgınlığın çok sevmekten kaynaklandığını bir kez daha anladım.
Şöyle diyordu birisi;
“Herkese kızgınım ona kırgın.”
Çok sevmiş olacak ki hüznü kızgınlığını da aşmış kırgınlık mertebesine yükselmişti.
Belki de samimi bir niyet sevgi dolu bakışlar sıcak bir tebessüm ilacı olacaktı kırgınlığının
Ya da sadece bir kez Gözlerinin içine bakarak anladım seni diyebilmek.
Kolay mıydı onca yılların hatırını bir çırpıda silivermek?
içilen tüm kahvelerin yıllar süren hatrı nerede kaldı?
Anla işte bakışlarımdan, nazlarımdan.
sevgimden bu sitemlerimin acı lisanları
“Görmezden gelmem aslında seni çok görmemdendir
Ya da görmek istememden.”
Ayşe Nur İsmail
Vicdanlarda katliam var!
Bu bir edebiyat değil, kelimelerim artık yetmiyor. Lügatimdeki sözcükler önce kendime sonra da insanlara artık anlatamıyor zulmü, ölen insanlığı…
Hüznümüz dağları aşmışta kalbimiz öfke besleyememiş olmuş zalimlere. Bir hasteg ile paylaşım yapıyoruz sözde günü kurtarıp dakikalık hüzünlerle yolumuza devam ediyoruz. Gözümüzün önünde insanlık katlediliyor biz geçmişiz çay sofralarında insanlıktan bahsediyoruz. Bebekler, yanarak şehit oluyor biz hâlâ bebeksi tavırlarla “Bir benden ne olacak ki?” diyoruz. Bebeksi demek hata olur. Onlar bizden daha da cesur, yürekli, şerefli…
En ufak bir yara da ah canım diyoruz, içimizden vicdanımızı çatır çatır sökmüşler haberimiz yok. Saçma sapan tesellilerle avutuyoruz kendimizi. Gözünün açılması, gönlünün zalimlere kin beslemesi için daha ne olması gerekiyor?
Sırasının sana gelmesini
Vicdanın alınmış ta haberin yok be insanoğlu…
Ayşe Nur İsmail
Mahperim Benim.
Özlemin içimde bir saz semaisi
Nerede dinlesem gelir hasretinin sesi
Bir heyula(korkunç) ki sensiz geçen gecelerin bendeki etkisi
Beklerim seni gönlüme nigah(bakış, nazar) edişini
Rıhlem( göç ediş) yalnız sanadır
Mahperim benim( ay gibi güzel)
Yeise(ümitsizlik)sürükleme
Olur adım cüda benim ( çok sevilen şeyden ayrı kalma.)
Muzdaribim(acı çeken)
Şule(ateş) eder yüreğim
Ben sensiz ne şemsim ne de kamerim
Yalnız seninle olur benim muhayyelim(hayalim)
Sabâ( gündüz esen rüzgar) ederse sesin
Sükunet(dinginlik) bulur bedenim
Biladda(beldelerde) zayi( yok etme) eyleme
Günüm zelil olur benim
Ben bir bakışını sevgine delalet(delil) bilirim
Müşfikte(sevecen) benim leyla da benim
En güzel ilticamsım(sığınak)benim…
Ayşe Nur İsmail.
01.05.2024
Acın neredeyse canın oradadır…
Bugün parmağıma batan kıymığın acısıyla titredi kalbim. Çıkartmaya çalışırken canım yandı, çıkartınca anladım ki daha da acım arttı. Vardır bir hikmet diyerek acımı görmezden gelmeye çalıştım ama sızlıyordu. Akşam oldu başka bir parmağım sıkışıp kan toplamaya başladı. Sükut ettim ve temennim günahlarıma kefaret olmasıydı. Canım acıyordu, anladım ki “acım neredeyse canım oradaydı.”
Peki ya, toplum olarak acımız nerede,canımız ne diye kendi kendime düşünmeye başladım.
Sahi yıllar süren acılarımızın üzerinden neler geçti ki unutuverdik ya da bizlere hangi merhemi verdiler de unutturdular?
Merhemden ziyade narkoz desek daha iyi olur herhalde. Merhem iyi gelir narkoz etkisiyle bir şey anlamazsın anlık bir uyuşma ve sonrası sadece bir acı keşke baştan çekseydim bu acıyı dedirten…
Bizlere narkozu nereden verdiler?
Niçin acılarımıza duyarsızkaldık?
Farkında mısınız Gazze de katliamın bilmem kaçıncı günü?
Doğu Türkistan’da eziyetin yıllar süren akıbetsiz sürgünü…
Ve bilmediğimiz dünyanın herhangi bir yerinde zulüm, adalet adı altında adaletsizlikler daha neler neler.
Peki ya bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek yıllarca içimizde büyüttüğümüz, beslediğimiz yılanlar ve sonrası etrafımızı saran ateşten halkalar.
Benim söylememle mi kâr edecek diyerek sustuğumuz görmezden geldiğimiz haksızlıklar. Dilsiz şeytan olan benliklerimiz..
Hani diyor ya şair: “Susmanın suça iştirak olduğunu bilecek kadar aklım başımda.”
Bizim aklımız başımızda mı yahu?
Canımızın sızısı hala içimizde mi?
İzninle sormak istiyorum.
Daha nereye kadar susacaksın, acıyan yarana daha ne kadar bahaneler basacaksın?
Narkozu ne zaman bedeninden silip benliğinle baş başa kalacaksın?
Velhasılkelam azizim illaki acıları anmak için kıymığı parmağına yâr mı edeceksin?
Ayşe Nur İsmail.