42,2033$% 0,23
48,8081€% 0,43
55,5564£% 0,24
5.552,84%2,20
9.327,00%3,02
37.195,00%3,06
4.089,16%2,14
10.804,30%-1,10
4443865฿%1.77472
05 Kasım 2025 Çarşamba
Her geçen gün değişen dünyada bazı şeyler sabit kalıyor.
Misal olarak haberin kaynağını araştırmadan inanmak, kabul etmek gibi.
Biz buna ön yargı ya da peşin hüküm diyoruz.
Çoğumuzun da hatası burada maalesef.
Yargılar ve öncesi… hükümler ve peşinatı…
Bu hengamenin içinde ışık olan bir ayet tam da bu nokta da yol gösteriyor bize.
Yüce Rabbimiz buyurmuştur ki;
“Ey iman edenler! Eğer fasık bir kimse size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın.
Yoksa bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât, 49/6)
Bu ayet sadece tek bir çağa değil tüm insanlığa da bir ilahi mesajdır.
Her haberin ya da iddianın araştırmadan kabul edilmemesi gerektiğini anlamış oluyoruz.
Peki ya uyguluyor muyuz?
-Belki, bazen.
Nitekim Peygamberimiz as. şöyle buyurmuştur.
“Bir kimse duyduğu her şeyi söylemesiyle yalancı olması için yeterlidir.” (Müslim, Mukaddime, 5)”
Dolayısıyla Müslüman her alanda( yazısında, yaşamında) kısacası her vaktinde ölçülü olmalıdır.
Suizandan ve önyargıdan kaçınmalıdır.
Böylelikle; duyulan her şeye hemen bir tespitte bulunmak İslami sorumluluk ve adalet anlayışı açısından yanlıştır.
Önce araştırıp sonra teyit etmek en güvenilir yol olacaktır.
Velhasılkelam;
Duyduğunu doğrulamadan paylaşma; Allah gerçeğe dayanmayı emreder.”
Ayşe Nur İsmail
Sustu şehir bir sabah vakti
Kaldı taşlar altında çocuk sesleri
Kaydı avuçlarından kardeşinin elleri
Ortada kaldı ne anne ne de baba sesi
Oyuncaklar ve de kitaplar
Avutur mu ki artık bizi sonu mutlu biten masallar
Belki de sarar yalnızca yaralarımızı dualar
El de kaldı bir sabır o da ablaya yadigar
Şimdi enkaz yürekler de bir akşam vakti
Duyulur mu ki mazlumların sesi
Toprak bu gece öyle derin öyle sessiz ki
Yaşamak öyle derin öyle gizli…
AYŞE NUR İSMAİL
Sevenin gözü kör müdür?
Bazen gözümüz hiçbir şeyi görmez, gerçeklik algısını bile kaybederiz.
Hayal dünyasında gezer dururuz. Çünkü severiz.
Birini sevince onun kusurlarını görmek istemeyiz.
Mantığımız uyarır belki ama kalbimiz duymazlıktan gelir.
Bazen bir zırh ile çevrili iken sevdiğimizin tebessümü bile bizi dokunulmaz yaparken,
bazen de bir bakışa, bir söze yeniliriz, savunmasız hale geliriz.
Ya da kör olmayız. Sadece o açıdan bakmak istemeyiz ya da konduramayız.
Ya da görmek istemeyiz. Görmek belki de kabullenmektir.
Ve belki de bundan kaçıyoruzdur. Yine de vazgeçemeyiz sevmekten.
Ama hayat belkiler üzerine kurulamaz.
Velhasılkelam,
Belki kördür ama o körlük bile dünyanın en güzel hissidir. Ta ki; nankörlük görene kadar…
AYŞE NUR İSMAİL
Cesurların işidir zoru sevmek.
Ve kolaya herkes talip olur. Canın yanar, yorulursun belki de lâkin elde edilen sonuç mesut eder yüreğini.
İyi ki sevmişim dersin. Bazen kendine bile meydan okursun.
Duygularına kelepçe olan şeyleri atar, gururdan gömleği yakarsın bazen de.
Çünkü zor olan kıymetlidir.
İlmek ilmek muhabbet örmüşsündür yüreğine.
Kolayın gürültüsü de çok olur. Peki ya zorun?
Sessiz ve latif…
Herkesin kaçtığı yerde, sevgisizlikle yoğrulan şu çağda meydan okumaktır.
Susuşlara tercüman olmak, ruhlara seda…
Taş duvarlara sığınak
Velhasıl, dikenlere rağmen çiçeği sevmektir.
AYŞE NUR İSMAİL
Bir yanım kimseyi çok sevmeyin derken bir yanımda sevin diyor.
Bu ikilem belki de yok ediyor gecenin bağrına düşen hislerimi.
Özlemek ile ölmek arasında çok bir fark yok diyorlar.
Sahi özlerken de ölüyormuş insan.
Beklerken de can veriyormuş. Terk edilirken de son nefesini…
Peki ya çok seversek? Sonrası?
Çok basit cevabı. Lâyığından bir ayrılık, terk ediliş…
Sonra sana kalan hisler, özlemler, anılar ve de fotoğraflarla avunduğun günler…
Bakınca o maziye yine tebessüm ediyorsan aynı şekilde seviyor, resimlerden yüzünü okşayıp acı bir tebessüm ediyorsan hâlâ seviyorsun.
Diyor ya şair;
“Yazmaz,
Aramaz,
Sormaz…
Sonra gelir,
Bir “Merhaba” der!
Ve yine…
O kazanır!
Kaç gece mağlup oldum merhaba demediğin halde.
Var olma hissin bile mutlu ediyor beni.
Aynı gökyüzünde nefes almak avutuyor yüreğimi.
Sen yine de yazma, sorma kabulum ama bir merhaba de şu gözlerime.
Çok sevmek de böyle işte azizim.
Peki ya sevmemek?
Yaşanan yaşanıyor ve diyorsun ki; bir daha asla.
Ama unutuyorsun ki neyi yapmam dersen ilk onu yapıyorsun, içinde buluyorsun kendini.
Her şey zıttı ile kaim evrende. Nefret varsa sevgi de var.
Ve insan her an sevilmeye muhtaç.
Düşmem bir daha bir çift bakışa diyorsun ama düşen yüreğinden bihaber oluyorsun. Velhasılkelam azizim;
Sevmeyin diyemiyorum çünkü bir gereksinim.
Ama çok sevmeyin. Kendinizden geçecek kadar.
O sizi terk edip gidince hiçbir şey olmamışcasına tüm anılarınızı silip, limanları yakıp giderken siz çok sevmeyin.
Kendinizi terk edecek kadar.
Bir zamanlar yüreğimden çıkan bir söz ile son vermek istiyorum.
Siz onu severken kendinizi terk ettiniz bunu biliyor musunuz derttaşlar?
AYŞE NUR İSMAİL.
13.10.2025